Yazarak böyle sordu bir arkadaşım…
Bu konuda yediden yetmişe herkes, bir eksik bir fazla aynı şeyleri söylüyor zaten. Tutup aynı şeyleri benim de söylememe hiç gerek yok. Bu yüzden çok az söylenen ya da hiç söylenmeyen şeyleri söylemem daha doğru olur bence.
Örneğin; oh bee, kahveler kapalı, gazinolar kapalı, sinemalar, tiyatrolar, toplantılar yok, toplu etkinlikler durduruldu, kalabalıklardan uzağız demek istiyorum ilk başta!..
Ve ekliyorum arkasından; birisi kalksa şimdi, “Televizyondan, telefondan, bilgisayardan da geçermiş bu virüs” dese…
Nasıl olsa evlerdeyiz, bomboşuz; sarılsak kitaba, sarılsak okumaya, sarılsak düşünmeye, sarılsak sorgulamaya, sarılsak sevgiye, sarılsak kinsizliğe, sarılsak bilime, sarılsak parasız sağlığa, sarılsak yepyeni bir dünyaya…
Korona salgınının en yoğun yaşandığı yer Çin. Peki kolonya, maske, vs. ederleri bir kuruş arttı mı?..
Ya bizde? Uçtu, yok…
İşte çürüyen bizim sistem, bizim dincilik…
Yaşasın “aslan kapitalizmimiz”, yasasın “yüzde doksan dokuz Müslümanlığımız!..
Evet, aklı ve bilimi öne çıkararak, hiçbir paniğe kapılmadan, çok zorunlu durumlarda evde kalarak, değilse eve kapanmayarak, toplumsal ve bireysel yaşamımızı sürdüreceğiz. Toplumsal bir varlığız çünkü.
Korona virüsünü sabun ve kolonya kadar, bağışıklığımızla da yeneceğiz. Ruhsal gücümüzü (moralimizi) yüksek tutacağız, beslenmemizi önemseyeceğiz, düzenli spor yapacağız…
Tabi bütün bu önlemleri alırken, sorgulayacağız da; kapitalizmi/emperyalizmi, bu sistemlerin yarattığı kar hırsını, dolaysıyla fırsatçılığı sorgulayacağız, Müslümanlığımızı, yurttaşlığımızı sorgulayacağız. Ve göreceğiz ki ne yazık, kabak çömlek herkesin başında patlayacak ama en çok da emekçilerin, yoksulların başında patlayacak.
Kalemi elime almışken, bu konuyu da bir adım atlayarak, genel bir dipnot daha…
Bir çığlık mı duyduk, çıt yok çoğumuzda…
Bir kuş mu ötüyor, insan bir cik cik eder yahu…
Bir günaydın; ağzımız mı kilitli, kalemimiz mi kırık arkadaş?..
Bir türkü mü duyduk, hani alkışımız?..
.
Taş olsak birisinin başını yararız, hiç olmazsa!..
Eylemsiz bilgi, biriktir biriktir, bir kuruş harcamadığımız paradır.
O yüzden harcayalım insanlığımızı, harcayalım yurttaşlığımızı, harcayalım güzelliğimizi, harcayalım sevgimizi, harcayalım arkadaşlığımızı, harcayalım dostluğumuzu, harcayalım alkışlarımızı, harcayalım taşlarımızı, harcayalım bilgimizi, harcayalım umudumuzu…
Bilelim ki, hiçbir bilgi biriktirmek için değildir…