Renkli bir kişilikti Topçu Mehmet Emmi. Hayatı da renkli ve hengameli geçti. Bakmayın soy adının farklı olduğuna, babamın öz amcasının oğlu. Soyadı kanunu çıktığında dedem ile bir kardeşi AKPINAR demiş, diğer kardeşi TAŞ…
Gençlik yıllarında marangozdu; kulağında kalemi, ağzında sigarası, elinde mezuresi ile hatırlarım onu. Sohbeti eğlenceli ve hoştu; arada bir “ııı çii yeğenim” diyerek konuşurdu.
Askerlik resmini, Ermenek Balgusan’dan görmeze evlendiğini, bu evliliğin uzun sürmediğini hatırlarım. Domates tüccarlığını, geniş arazilere soğan, patetes diktiğini; o yıllarda ürünün para etmeyip, zarar ettiğini; anacığının a guzum senin bu işlerde gısmetin yok, bırak ta başkaları bari yanmasın dediğini o günleri yaşayanlar hep konuşurdu. Düzgün adamdı Topçu Mehmet Emmi! Allah’ın takdiri şansı pek gülmedi.
Gün geldi, Almanya’ya işçi olarak gitti, hayatı kurtuldu dedi herkes! Anası ise, ciğeri yanarak bakalım bu domates daha kimleri Alamanya’lara gönderecek dedi.
Yüzü parlamış, koyu yeşil paltosu ve teybi ile izine gelmişti. 70’li yıllardı, yepyeni bir insandı, yeniden evlendi.
Yıllar sonra Almanya’dan Arabistan’a geçti, orada çalıştı, hac farizasını yerine getirdi ve Hacı oldu. Bir süre sonra kesin dönüş yaptı. Namaz kıldığından mı, yoksa siyasi görüşünden mi bilmiyorum; Halk Partili bir aileden geldiği halde, lakabı ERBAKAN kalmıştı. Köyde olupta lakabı olmayan var mı?
12 Eylül sürecinde köyümüzün muhtarı idi. O yıllar güvenlik soruşturması çok ciddi tutulurdu. “Iıı çii yeğenim, iki de bir seni sorarlar bana” derdi. Maazallah ailemize hasım biri muhtar olsaydı!? Böyle ziyan olan arkadaşlarımız az değildi.
Kadıköy’de Kızılbucak Mevkiine bahçe yaptı, ev kurdu. Sonraki yıllarda hanımının köyü Genceli’ye taşındığını biliyorum. Yıllar önce hakkın rahmetine kavuştu. Allah rahmet eylesin. Güzel insandı, toplum adamı idi.
Eşinin sağ olduğunu, iki oğlu olduğunu biliyorum.
Allah sabırlar versin.