DOLAR
35,6369
EURO
37,1393
ALTIN
3.149,86
BIST
9.999,55
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Parçalı Bulutlu
14°C
Mersin
14°C
Parçalı Bulutlu
Perşembe Açık
15°C
Cuma Çok Bulutlu
15°C
Cumartesi Çok Bulutlu
14°C
Pazar Açık
16°C

ANA SÜTÜM TEMİZ TÜRKÇEM

A+
A-

Millet olmanın en büyük işareti dildir. Bayrağının dalgalandığı, topraklarının vatan edildiği, bağımsız ve özgür bir millet olarak yaşamanın en önemli işareti olan dil, sınır koruması gibi korunmalı ve dil düşmanlarına karşı devlet politikası olarak önleyici tedbirler alınmalıdır.

Dünyanın en eski ve en çok konuşulan dillerinden biri olan Türkçemiz o kadar çok dış saldırıya uğramıştır ki, temiz Türkçe konuşan kişilere neredeyse cahil gözüyle bakmaya başlayan bir dilsizler çetesi türemiştir. Konuşma sırasında özellikle batı kaynaklı kelimelerin kullanıldığı, çirkin ve kulak tırmalayıcı yeni bir ağız ortaya çıkmış ve bu ağızla konuşanların okumuş, çağdaş oldukları iddia edilmeye başlamıştır.

İşyeri tabelaları batı dillerine dönüşmüş, lise öğrencilerinden başlayan, tüm gençlerde bir virüs gibi yayılan yayvan ve ne olduğu belli olmayan, anlaşılmayan bir konuşma biçimi herkesi esir almaya başlamış durumdadır.

Anadili Türkçe olan bir millet, geçmişiyle olan bağlarından sistemli bir çalışmayla koparılmaya çalışılmaktadır. Eğer bugün 50 sene önceki bir gazete veya dergiyi, günümüz gençliği anlayamıyorsa, dilinin ağır olduğunu iddia ediyorsa ve kendi dilinde yazılmış bir şiiri, öyküyü veya bir metni anlamak için sözlük kullanma gereği hissediyorsa çok büyük bir kültür yıkımı yaşıyoruz demektir.

Kendisini dindar gören kesim Arapça kelimelerle konuşmanın, Farsça beyitler okumanın kendilerine yakıştığını ve gerekli olduğunu düşündüğü gibi, İngilizce ve diğer batı dillerine esir olmuş ve kendini bu şekilde konuşma ve yazma gayreti içinde gören kesimde çağdaşlık olarak gördükleri için dilimizi yaralamaya çalışmaktadırlar.

Oysa ne çağdaşlık ve ne dindarlık tertemiz Türkçemizi kullanmaya engel değildir. Millet olma ve birbirini anlama, nesiller arası kopukluğu ve anlaşmazlıkları gidermek için temiz ve öz bir dilin kullanılması gerekmektedir. Kuşak çatışması denen ve birbiriyle anlaşamamak gibi önemli bir sorunun tek olmasa da en önemli çaresi aynı dili konuşabilmektir.

Milletimizin arasına ayrılık tohumları ekmeye çalışanlar ilk ve en önce dilimize saldırmaktadırlar.

Bağımsızlığın sembolü sadece bayrak değildir. Göklerinde bayrağı dalgalanan ama uğradıkları sömürge politikaları yüzünden sömürgeci ülkelerinin dillerini kullanan devletler olduğunu biliyoruz. Sömürge devri kapanmış gözükse de hala kendi dilleriyle anlaşamayan bir milletin yabancı bir dilde konuşması, konuştukları dilin kültürüyle yaşaması bağımsızlık mıdır?

Fazıl Hüsnü Dağlarca ‘’Türkçem benim ses bayrağım’’ derken dilin bağımsızlık sembolü olduğunu ne kadar güzel ifade etmiştir.

Yabancı kelimelere esir olmayacak kadar zengin bir dilimizin olduğunu, kültürel mirasımızın en vazgeçilmezinin dilimiz olduğunu unutmadan yeni nesilleri temiz Türkçe kullanmaya yöneltmeliyiz. Dil kaybının, kültür kaybı olduğunun farkında olan bir devlet politikası ve medya idareciliği bu sorunu büyük ölçüde çözecektir.

Temiz ve anlaşılabilir bir Türkçe bu milletin ana sütü gibi tertemiz bir nesil demektir.

 Karamanoğlu Mehmet Bey, millet olarak yaşamanın ilk şartı olarak, dil birliğinin sağlanması gerektiğine inanıyordu.

Kendi dilini ve kültürünü hor gören, başka kültürlerin egemenliğine girmeyi yücelik sanan, bu yoz anlayışa tepki gösteriyordu. Konya’nın alınmasından sonra, 1277 tarihli ünlü fermanını yayınladı. Türkçeden başka bir dil konuşulmasını yasakladı. O’nun bu fermanı Anadolu’da uzun yıllar yankılanmış ve günümüze kadar gelmiştir.

Karamanoğlu Mehmet Bey, şanlı bir zaferden sonra Konya’ya girmiş ve neşrettiği bir fermanla Farsçayı yasak ederek “Bu günden sonra divânda, dergahdabargahda, meclisde ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır.”diyerek, Türkçeyi resmi dil ilan etmiştir. Ferman Anadolu’nun her tarafına gönderilmiş ve günlerce halka duyurulmaya çalışılmıştır.

Asırlar öncesinden bugüne dil bayrağımızın dalgalanmasında en büyük sancaktar olan Mehmet Bey’i rahmetle yadediyorum.

Türk Dil Bayramımız kutlu olsun

MUHAMMET KAYHAN

Yazarın Diğer Yazıları