DOLAR
32,2020
EURO
35,0069
ALTIN
2.504,53
BIST
10.643,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Az Bulutlu
25°C
Mersin
25°C
Az Bulutlu
Pazartesi Parçalı Bulutlu
26°C
Salı Az Bulutlu
25°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
25°C
Perşembe Az Bulutlu
25°C

Meryem UYSAL

BİLLURİ

HEDİYELEŞME

A+
A-

Hediye vermek bir çeşit infak sayılır. Hediye sosyal hayatta kişiler arasında sevgi ve yakınlaşmayı arttıran, kırgınlık ve mesafeleri ortadan kaldıran önemli bir kavramdır.
Özellikle insanların ihtiyaç, merak ve arzularına göre karşılıksız hediye vermek, güzel sözlerle, tebessümle kalplere sevinç ve sürur nakşetmek, yani hediyeleşmek hem dünyevi hem uhrevi kazançlara vesiledir.
Karşılıksız olmakla birlikte hediyeyi alan kişinin elinden geldiği kadar mukabelede bulunması ve elbette teşekkür etmesi de adaptandır.
Hediyeleşme Peygamber Efendimizin (sav)’in sünneti ve tavsiyesidir.
Hediyeleşme denince Efendimizden sonra benim aklıma Elif ana ya da Koca ana dediğimiz babamın babaannesi ve onun çocukları gelir.
Elif ana hayata çok bağlı bir insandı. 110 yaşında ölmesine 2 ay kalana dek her işini yapmış, yün çoraplarını örmüştür.
Yatılı okulu kazandığım zaman onu ziyarete gittiğimde bana o yün çoraplardan vermesini heyecanla beklemiştim. Evde bir hediye sandığı vardı. Çorap, mendil, tülbent ne hazırlarsa bu sandığa koyar, her gelene münasip olanlardan verirdi. Özellikle de çocuklara.
O’nun kızı, şu anda O da 100 yaşlarında olan Leyla halamızın da misafir olduğu kızının evinde bile böyle bir hediye çekmecesi olduğunu gördüm.
Şimdi benim de evimde böyle bir çekmece var. Hediye vermek beni de çok mutlu eden bir faaliyet.
Annem bu yönümle beni hep Koca anama benzetirdi.
Elif ananın en küçük oğlu da yine 100 yaşında geçenlerde vefat etti. Çok ince ruhlu ve nazik bir insandı. Keman yapar ve çalardı. Değişik boyda kaşıklar yapar ve herkese bunlardan hediye verirdi.
Daha uzak akrabalarımızdan Mut’un Yapıntı köyünde yaşayan bir teyze bize öyle güzel hediyeler getirirdi ki ona kendi aramızda “Eli boş gelmeyen teyze” derdik.
Bütün bu kişilerden söz ederken içimiz aydınlanırdı.
Değirmene gelen müşterilerin getirdiği sebze sepetleri, Büyük dayımızın ablamın düğününe getirdiği kilimler vs. hepsi de hediye ve hediyeleşmenin güzelliğini hatırlatmakta…
Ben ise üniversiteyi bitirdiğimde Kerim Amcam tarafından hediye edilen Kur’an Mealini hayatımdaki en anlamlı hediye olarak görürüm. Öğrencilik yıllarında pek çok şeyden bihaber kalmışken bu hediye benim dikkatimi hayra yöneltmiştir.
Ayrıca evimde başımı ne tarafa çevirirsem ressam Ayfer Poyraz’ın hediyelerini görürüm.
O da gerçekten herkese hediye vermekten zevk alan yüce gönüllü bir insan.

Yukarıda aklımda kalan örneklerden bahsederken dikkatimi çeken şey hepsinin hediyeleşmeyi çok nazik ve güler yüzle sunmalarıdır. Akılda kalmalarının asıl sebebi de bu olsa gerek.
Menfaatin ön plana geçtiği günümüz toplumunda ise hediyeleşme farklı yönlerden gölgelense de sadece “muhatabını mutlu etmek” amacında olan ve bundan aldıkları hazla beslenen insanlar
muhakkak onu sürdürmeye çalışacaklardır. Zira fıtrattan vazgeçmek zordur.

BİLLURİ

MERYEM UYSAL

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.