DOLAR
39,4414
EURO
45,5458
ALTIN
4.367,23
BIST
9.311,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Hafif Yağmurlu
30°C
Mersin
30°C
Hafif Yağmurlu
Pazartesi Parçalı Bulutlu
29°C
Salı Parçalı Bulutlu
29°C
Çarşamba Açık
30°C
Perşembe Açık
31°C

Nihat MUSTUL

YAZARIN KALEMİNDEN

KÜÇÜCÜK YAŞAM KESİTLERİ / 56

A+
A-

“Koştur koştur bir çocuğum daha, Meydan’daki kümes evimizin önündeyim. Bir iki ev ilerimizde de davullu düdüklü, içkili miçkili bir düğün var. Eskiden düğünler böyleydi.
Göze batan iki grup parlayıp duruyor. İkisi de zil zurna içki! Birinin çakmak çakmasına bağlı her şey.
Rahmetli babam da içki içen birisi. Bir anda toza duman, iki taraf birbirine savaş açtı sanki. Babamsa düğün sahibiyle küs, bu yüzden düğüne gitmemiş, evimizin önünde içki içip durur. Ben de oralardayım…
Düğün sahibi mi haber verdi, yoksa başka birisi mi bilmiyorum, bir polis arabası çıkageldi. Kavgacılarsa birbir kaçtı gitti ki, Meydan bir anda babama kaldı. Ne yapsın polisler, babamı alıp götürdüler. Şimdi yok ya, o yıllarda hapishane vardı Mut’ta. Bir ay kadar hapishanede yattı. İki güne bir ziyaretine gittim, yiyecek içecek bir şeyler götürdüm hep.
Velhasıl, gençliğinden beri içtiği içkiyi bıraktı bunun üzerine babam ama “Haksız yere neden hapishanede yattı”, bunu hiç mi hiç araştırmadı.”
+++
“Devlet çalışanıyım, aslım Suçatı köyünden. Köy taraması için yıllar önce bir köydeyiz. İğneden ipliğe köylülerin sosyal ve ekonomik durumunu; ekip biçtiklerini, hayvancılığı, tarımı, ailelerin çocuk sayılarını… Usunuza ne gelirse. Ev ev dolanıp kayıt altına alıyoruz bütün bunları.
Bir köydeyiz, bir eve girdik, başladık sormaya:
‒Peki eşeğin var mı amca?
‒Yok.
Olacak ya, ahırdan bir eşek anırması geldi tam da o anda.
‒Ulen a namussuz eşek, iki dakika daha bekleyemedin mi!?
‒Hani eşek yoktu amca, niye bizi kandırmaya çalışıyorsun?
‒Korkudan gençler korkudan! Yıllar önce devlet bir şınık buğdayımıza bile el koydu. O korkudan. O korkuyla da işte var’a yok, yok’a var diyoruz, zaman zaman.
+++
“Bizim köyde Topaç diye bir adam vardı arkadaş. Gerçi öldü gitti ya. Bir avrat varken bir avrat daha getirdi eve. İkinci avrat haşarı mı haşarı…
Bir gün harman kaldırır bunlar. Aralarında bir çekişme bir çekişme, adam elindeki yabayı vuruyor da vuruyor kadına. Ya ayağı kırılacak kadının ya kolu. Resmen dayak atıyor yahu. O dayağın içinden duyulur kadının çaresiz, korkulu, acılı sesi: “Ulen herif, haydi benim elimi ayağımı kırdın, ya bu yaba da kırılırsa neyle atacaksın bu harmanı o zaman sen?..”
+++
“Eniştemin kardeşi Mersin’de asgari ücretle çalışan birisi. Geçenlerde ev sahibi evin kirasını arttırmış. Veremezler istenen kirayı bunlar da. Ne yapsınlar, pılı pırtıyı toplayıp kaynanasının evinin bir odasına yığarlar. Daha ucuz bir ev aramayı sürdürürler ama. 10 bin liradan aşağı ev bulamazlar. Arkasından da bir ay bir ay, akrabalarının yanında kalmaya başlarlar. Daha arkasından da seçim gelir dayanır. Kime oy verdiler bunlar biliyor musunuz? Kendilerini sokağa atanlara!”

Yazarın Diğer Yazıları