DOLAR
35,6369
EURO
37,1393
ALTIN
3.149,86
BIST
9.999,55
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Parçalı Bulutlu
14°C
Mersin
14°C
Parçalı Bulutlu
Perşembe Açık
15°C
Cuma Çok Bulutlu
15°C
Cumartesi Çok Bulutlu
14°C
Pazar Açık
16°C

MUSA KAPLAN İLE SÖYLEŞİ

MUSA KAPLAN İLE SÖYLEŞİ
30.11.2018
A+
A-

HEM MÜHENDİSLİK HEM BELGESELCİLİK…

Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şube Üyesi Musa Kaplan, 37 yıllık mühendislik mesleğinin ardından yaptığı belgeseller ve yazdığı kitaplarla hem üretmeye devam ediyor hem de sahip olduğu bilgileri gelecek kuşaklara aktarıyor.

Biraz kendinizden bahsedebilir misiniz? Hangi okuldan mezunsunuz, şu anda neler yapıyorsunuz?

1950 yılında Mersin’in Mut İlçesi’ndeki Güme Köyü’nde doğdum. Üniversiteyi İstanbul Devlet Mimar Mühendislik Akademisi (İ.D.M.M.A) Makina Mühendisliği bölümünde okudum. Öğrencilik yıllarımda geçimimi sağlamak için bir haber ajansında dört yıl muhabirlik yaptım ve 1975 yılında mezun oldum. Okul biter bitmez önümdeki engelleri kaldırmak için hemen askere gittim. Askerlik dönüşü bir sanayi kuruluşunda 37 yıl boyunca çeşitli kademelerde görev aldıktan sonra 2013 yılında ‘’artık yoruldum’’ diyerek mühendislik mesleğini bıraktım. O zamandan sonra ise hem kitap yazmaya hem de belgesel çekmeye başladım. 2009 yılında, zaten yıllardır yazmayı istediğim, içinde kendi hikayemin de olduğu ve 1968 dönemini ayrıntılı olarak ele alan “Devrim Yolcuları” kitabını yazdım. Bu kitap için yaptığım araştırma 4 yıl sürdü. Kitabın raflarda yerini almasıyla birlikte dönemi belgeselleştirme fikri ortaya çıktı ve bunun üzerine “Devrim Yolcuları” belgeselini de çektim ve 2016 yılında gösterime girdi. O esnada kitap ve belgesel için edindiğim çeşitli bilgi ve belgeleri kullanarak ‘’Yoldaş’’ adlı kitabımı yazdım. Ayrıca öyküleri, Sakarya, Bolvadin ve Adras Dağı üçgeninde geçen “Adras Dağı” ve “Yasak Defter” isimli iki kitabım daha var. Devrim Yolcuları belgeselinin ardından ise, hayatlarını Toros dağlarında sürdüren konargöçer Yörüklerin yaşamlarını anlattığım “Son Yörükler” adlı belgesel filmini çektim ve bu belgesel 3 farklı televizyon kanalında gösterildi. Şimdi ise çekimleri bitmek üzere olan “Balat’ta Kaybolmak” adlı belgesel filminin gösterimine hazırlanıyoruz.

Mesleğiniz aslen mühendislik ancak siz belgesel çekimleri yapıyorsunuz? Neden bu alanı tercih ettiniz?

1968 yılında bir yandan üniversitede okurken diğer yandan gazetecilik yapıyordum. Sanırım bu işlere yatkınlığım da o zamanlardan geliyor. Mühendislik mesleğinin yanında kültürel ve sosyal işlerle uğraşmanın beni fazlasıyla geliştirdiğini hissediyorum. Ayrıca 68 kuşağının içerisinden gelen bir kişi olarak o döneme bir borcum olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle yazdığım kitapların ve çektiğim belgesellerin, gelecek kuşağın o dönemi bilmelerini ve anlamalarını sağlamasını istiyorum. Tüm bunları yaparken de herhangi bir ticari amaç gözetmeksizin 1968’den kalanları sonraki kuşaklara aktarma gayreti içerisindeyim.

“Devrim Yolcuları” belgeselinde Türkiye’deki 68 kuşağının hikayelerini anlatmışsınız. Sizi bu konuda belgesel çekmeye yönlendiren duygu neydi?

Bu belgesel bir yolculuğun hikayesidir. Bu yolculuk ise dünyada ve Türkiye’de 68 kuşağı diye adlandırılan ve Türkiye’dekilerin çoğunun 12 Mart Darbesi öncesi ve sonrasında hapishanelerde, işkencelerde, öğrenci evlerinde ya da yurtlarında, kısacası bulundukları her yerde öldürülüşünün hikayesi; sağ kurtulanların da bir kısmının devrim hayalleriyle bir ömür geçirişinin, diğer bir kısmının da ülkenin yıkıcı atmosferinde oradan oraya savruluşunun öyküsüdür. Belgeseli hazırlarken 12 Mart Darbesi öncesi ve sonrasında meydana gelen politik tartışma, işgal ve çatışmaların içinde bulunan ve halen sağ kalan kişileri bularak hem onlarla hem de akrabaları ve arkadaşlarıyla röportajlar gerçekleştirdik. Dönem ile ilgili yazılmış onlarca kitabı, soruşturma ve mahkeme dosyalarını taradık. Yıllar süren bir çalışmanın neticesinde ortaya çıkan bu belgesel; 68 hareketine dair bilinen bilinmeyen yüzlerce olayı dönemi yaşayanların tanıklıklarıyla izleyiciye sunuyor. Beni bu belgeseli çekmeye yönlendiren duygu ise hem 68 kuşağına olan bağlılığım hem de 68 kuşağının yaşadıkları zulmü şimdiki nesillere aktarma isteğim oldu.

Çekimler esnasında, hala unutamadığınız bir anı yaşadınız mı?

Devrim Yolcuları Kitabının yazım aşaması 4 yıl sürdü. Çekimler ise iki buçuk yılda tamamlandı. Benim için çekimlerin her aşaması unutulmazdı diyebilirim. Türkiye’nin birçok şehrine gidip insanlarla buluştum, hikayeler dinledim. Bütün yaşanmışlıklar sanki başlı başına bir film senaryosu gibiydi. Bunlar arasında en çok etkilendiklerimden biri ise Hüseyin Cevahir’in defnedilmek üzere köyüne götürüldüğü sırada tabutunun cenaze arabasından yere düşmesi hikayesiydi. Tanınmaz haldeki cenazelerin aileler tarafından teslim alınmaya çalışılması ve gömülme sırasında yaşanan acı dolu anlar beni fazlasıyla derinden etkiledi.

Bundan sonraki süreçte nasıl neler üretmeyi planlıyorsunuz? Yeni projeler var mı?

Şu an “Balat’ta Kaybolmak” adlı belgesel filmimizin çekimleri bitti. Bu projeyi çok yakın bir zamanda izleyicilerle buluşturmak istiyorum. İkinci olarak ise Çukurova’yı anlatan bir kitap yazmak istiyorum. Çukurova’da, tarlada çalışan işçileri ve hikayelerini konu alan bir kitap olacak bu. Bunun yanı sıra, Devrim Yolcuları belgeselinin İngilizcesini de izleyicilerle buluşturmak istiyorum.

MMO ile ilk temasınız nasıl ve ne zaman gerçekleşti?

Bizler üniversite hayatımız boyunca Oda’nın faaliyetlerini hep yakından takip ediyor ve etkinliklerine katılmaya çalışıyorduk. Oda’ya üyeliğim ise 1975 yılında okulu bitirir bitirmez oldu. O dönemden bu döneme de Oda’yla ilişkimiz hiç bitmedi.

Bir MMO Üyesi olarak şu anki yönetim kuruluna nasıl bir yol haritası önerirsiniz?

Öncelikle 32. Dönem Yönetim Kurulu’nu, emek vererek ortaya çıkardığı yeniliklerden dolayı yürekten kutluyorum. Odamızın bilhassa eğitim alanında gerçekleştirdiği değişim hepimiz için çok değerli. Bu dönemde, özellikle biz ihtiyar takımının düşünce ve önerilerinden yararlanılması gerektiğini düşünüyorum. Yeni mezun meslektaşlarımızla bir araya gelmenin ve onlara deneyimlerimizi aktarmanın oldukça faydalı olacağını düşünüyorum. Bu anlamda gerçekleştirilen “Mezuniyete 1 Kala” etkinlikleri çok önemli ve bu bence bu etkinliklerin sayısı daha da artırılmalı. Bunun dışında, yaklaşan Oda Genel Kurul ve Seçimlerinde Şube Yönetim Kurulumuza başarılar diliyorum. Emeklerine, yüreklerine sağlık.

 

Kitapları:

Yasak Defter (1969)

Devrim Yolcuları (2012)

3 Yoldaş (2015)

Adras Dağı (2016)

 

Belgeselleri:

Son Yörükler (2015)

Devrim Yolcuları (2016)

Balat’ta Kaybolmak (2017)

Planlanan Belgeseller

Kaynak: Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi (TMMOB) – Makina Bülten – Aralık 2017 Bülteni – Ayın Röportajı/Musa Kaplan

Bağlantı: https://www.mmo.org.tr/sites/default/files/yayin_dosyalar/Makina_Aralik_2017_Bulten.pdf