Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Açık
30°C
Mersin
30°C
Açık
Perşembe Parçalı Bulutlu
30°C
Cuma Açık
31°C
Cumartesi Açık
31°C
Pazar Parçalı Bulutlu
30°C

SABAHTAN UĞRADIM BEN BİR GÜZELE – Ali Uysal

Özlemişti sevgilisini. Uzun gezmelerinden birinden yeni dönmüştü. Tüm oba toplanmış yarenlik etmişler, türkülerini dinlemişlerdi. Gezip dolaşmayı severdi. Ne var ki halkı onu çok özler, dört gözle yolunu gözlerdi. Dönüşünde komşu obalara haberler uçurulur, müjdeler verilirdi. Otlu koyaklar bayram yerine dönerdi.

Yine öyle olmuştu. Gezip dolaştığı yerlerle, güzellerle ilgili türkülerini dinlemişti halkı. O coşmuş, halk da türkülerle mest olmuştu:

“Üç gün oldu şu dağları aşalı,
Beş gün oldu yâr sevdana düşeli.
Kalk gidelim bizim oda döşeli,
Döşemesi baştan başa kırmızı.” demişti. Daha çok türküler de söylemişti. Dinleyenlere kalsa sabahlayacaklardı. Ne var ki o yorulmuştu. Dinlenmesi gerekiyordu. Derin bir uykuya daldı.

Akşam dinleyenler arasında özlediği sevgilisi de vardı; ama çok ilgi göstermemişti. Darılmış mıydı acaba? En büyük sorunlarından biri buydu: Sevdikleri, gösterdiği ilgiyi yetersiz bulurdu. Onu mutlaka bulup görüşmesi gerekti. Bu duygularla uzaklaştı çadırdan. Nerde nasıl bulacağını iyi biliyordu:

Az sonra ince bir ses duyuldu karşı ağaçların arasından: “Diiiş!, diiiş!” Bu bir çağrıydı. Sese doğru yürümeye başladı. Akşamki soğukluk yok olmuştu. Özlem giderdiler.

Her yaşantısını türkülere dökerdi. Bu sahneyi de unutmadı. O mutlu yaşantı bir ardıcın gölgesinde sonsuzlaştı:

Sabahtan uğradım ben bir güzele,
Ağlatmadı güzel, güldürdü beni.
Ben güzelden böyle vefa ummazdım,
Ak göğsün üstüne kondurdu beni.

Şahan gibi yükseğinde uçarken,
Keklik gibi engininden geçerken,
Ab-ı Kevser ırmağından içerken,
Susuz pınarlardan kandırdı beni.

Ben de bir kuş idim, geldim ötmeye,
Yârin bahçesinde mesken tutmaya,
Göz kaldırdım cemaline bakmaya,
Ak gerdanda benler öldürdü beni.

Üç güzel aştı da şimdi pınarı,
Taramış zülfünü, vermiş tımarı.
Ak gerdanın altı zemzem pınarı,
Ağzımı verdim de, kandırdı beni.

Karac’oğlan der ki: Koyun gütmeye,
Bozulmuş bağlara seyran etmeye,
Yüzümü döndürdüm inip gitmeye
Sarıldı boynuma, döndürdü beni.

Öyküleriyle Karacaoğlan / SABAHTAN UĞRADIM BEN BİR GÜZELE – Ali Uysal

Yazarın Diğer Yazıları