Zaman su gibi akıyor. Bir eylül daha geldi göz açıp kapamadan. Eylül ayında Sertavul en güzel günlerini yaşar; serinleyen ama üşütmeyen geceler, sıcağı olsa da yakmayan gündüzler birbirini takip eder. Kiraz, vişne, şeftali, erik ikramları biter; güz meyveleri ayrılığa hazırlar insanları. Okullar açılırken sahile göç başlar birer birer. Bu yönüyle hüzün ayıdır Eylül… Geceleyin yükselen yıldızların, şafak sökerken sönmeye başladığı gibi, Haziran’dan itibaren parlayan gece ışıkları Eylül’de azalmaya başlar. Herkesin zihninde bir göç takvimi vardır artık; ununu eleyip eleğini asmış yaşlılar ile emekliler kalır Eylül’de… Önce zincir marketler kapanır, ardından küçük marketler… Et lokantalarına kalır Sertavul…
Oldukça kalabalık ama sakin geçti yaz günleri. Her nedense araç trafiği çok yoğundu. Marketlerin, lokantaların önünde, pazar yerinde park sorunu ilçeyi aratmadı. Özellikle hafta sonları, günübirlik gelenlerle birlikte, kahveler dolu, çarşı merkezi hareketli idi. Mut’un sıcağında bunalanların gelecek yıl için ev arayışlarına tanık olduk. Sertavul, Mut’un en büyük yaylası; transit yol üzerinde olması, Mut’a gitmeden birçok ihtiyacın karşılanabilmesi, adı üstünde çoğu yaylaya göre daha serin olması önemini arttırmaktadır.
Her yıl, Sertavul’dan ayrılmadan bir yazı yazmak gelenek haline geldi benim için. İnşallah gelecek yıl aynı sorunları yazmak zorunda kalmam diyerek not düşsem de bu temennim gerçekleşmez, yine yazarım.
Yukarıda da söylediğim gibi çok hareketli geçmedi bu yaz. Çok şükür çöplerimiz toplandı, üst kotlardaki semtler dışında dramatik bir su sorunu yaşanmadı. Ama sebze ekilmemesi, suyun dikkatli kullanılması telkin edildi; depoların yetersizliği, gelecek yıllarda susuzluk yaşanacağı konuşuldu, bir de kayıt dışı kullanılan sular…
Planlı ve plansız elektrik kesintileri devam etti… Geçmiş yıllarda Enerjisa’ya şiir bile yazmıştım, bu yıl o ölçüde olmadı ama günlük hayatımızı olumsuz etkiledi.
MESKİ’ nin dolaşan arıza ekibi ve 30 Ağustos Zafer Bayramı Konseri dışında Büyükşehir Belediyesi’nin varlığı hissedilmedi. Mut Belediyesi’nin yol yapımı, bakımı, asfalt ve parke gibi çalışmalarına rastlanmadı.
Yazın küçük bir ilçe kadar nüfusa sahip olan Sertavul’da; acil yardım, pansuman, iğne yapımı gibi hizmetleri gerçekleştirecek bir sağlık biriminin bulunmayışı yine konuşuldu. Ancak haftanın belirli günlerinde bir hekimin muayeneye geldiği söylendi dost sohbetlerinde.
Sertavul, hala bir idari kimliğe kavuşmadı; cadde, sokak adı, kapı numarası yok. Çok kolay bir iş olmasına rağmen bir türlü yetkililerin gündeminde yer bulmadı. Belki de kimsenin aklına gelmedi. Enerjisa ve MESKİ’ye adres tarif etmekten usandı Sertavul sakinleri.
Yaz boyunca kasaplarda ve et lokantalarında çok sayıda kesim yapılması, ne kadar dikkat edilirse edilsin, çevre kirliliğine yol açmaktadır. Hala bir mezbahası yok Seratavul’un. Kirli sular yaylanın tam orta yerinden geçen dereye bırakılmakta ve çevreye kötü kokular yayılmaktadır. Adeta kanalizasyon deresi haline gelen derenin ıslahı ve atık suların boruya alınarak meskûn mahal dışına deşarj edilmesi zorunlu hale gelmiştir. Büyükşehir Belediyesi bu konulara acilen el atmalıdır.
Geniş bir nüfusun ve onca sorunun yaşandığı Sertavul sahipsizdir. Sertavul sadece yaşanılan bir yer değil, yaşatılan bir yer olmalıdır. Narlıdere Mahallesi’ne bağlı bir belde olması yetmez, ayrı bir idari yapıya kavuşturulmalıdır. Mersin’nin yaylalarının çoğunu gezdim; onların aldığı hizmeti biz neden alamıyoruz diye düşündüm. O yaylaların her biri, geçmişte ya belediyelik ya da büyükçe bir muhtarlıktı; sahibi vardı ve yaz kış hizmet alıyordu. Aynı hizmet geleneği devam etmektedir.
Bu konu ciddi olarak düşünülmelidir.
MehmetAkpınar
Mut, 010924