DOLAR
38,4149
EURO
43,7601
ALTIN
4.095,06
BIST
9.432,55
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Çok Bulutlu
23°C
Mersin
23°C
Çok Bulutlu
Pazartesi Hafif Yağmurlu
23°C
Salı Çok Bulutlu
23°C
Çarşamba Yağmurlu
20°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
21°C

Serpil TOMAK

İÇİMDEKİ YAZILAR

YENİ İKLİM KANUNU TASARISINA HAYIR: Tarım ve Hayvancılıkta Zorlu Bir Dönem

A+
A-

Sıkıntılı dönemlerden geçtiğimiz şu günlerde ülke gündeminde alt sıralarda yer alan çok önemli bir sorun da iklim kanunu tasarısıdır. İklim Kanunu teklifi bu hafta mecliste ve ne yazık ki ilk 4 maddesi kabul edildi. Her ilde vali başkanlığında İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu (eylemler ve takibi için) kurulacak. Yeşil büyüme vizyonu ve net sıfır emisyon hedefi ve iklim değişikliğiyle mücadele adı altında özgürlüklerimize sınırlama, yeni yasaklar ve toplumun tüm kesimlerine ek mali yükler getirecek. Bu mali yükü kaldırmaya ekonomimiz, geçim sıkıntısı yaşayan üreticimiz, çiftçimiz ve tüketiciler hazır mı? Konu geniş olmakla birlikte yasaklar listesini maddeler halinde özetleyelim:

  • Tarım ve hayvancılığa kurallar zinciri
  • Karbon vergileri getirilecek
  • Plastik ürünler tamamen yasaklanacak
  • Kömür ve odunla ısınmaya yasak gelecek
  • Doğal gaz kullanımına sınırlamalar gelecek
  • Uçak bileti alırken karbon izni vs.

Trump yönetimi “Amerikan ekonomisine zarar vereceği” ve “adil olmadığı” gerekçesi ile reddetti. Trump, iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik kapsamlı bir iklim kanunu çıkarmadı, hatta var olan düzenlemeleri gevşetti.

Birçok alanda düzenlemeleri öngören bu kanun teklifini dar kapsamda sadece tarım ve hayvancılığa getireceği risk ve tehditler üzerinde duracağım.

Çiftçilikte Getirilen Düzenlemeler

  • Kimyasal Gübre Kullanımının Kısıtlanması: Azotlu gübrelerin kullanımına kota getirilmesi
  • Tarım Arazilerinin Dönüştürülmesi: Yüksek karbon salımı yapan alanlar (örneğin bataklık kurutulmuş tarlalar), tekrar doğal alanlara dönüştürülmek isteniyor. Bu durum bazı çiftçilerin kendi topraklarını kullanamamasına yani yasaklanmasına yol açabiliyor. Yani bir nevi toprağınız elinizden alınacak.
  • Yenilenebilir Enerjiye Geçiş Teşviki: Tarım makinelerinde dizel yerine elektrikli sistemlerin kullanımı teşvik ediliyor. Fosil yakıt sübvansiyonları azaltılıyor.

Hayvancılıkla İlgili Sınırlamalar

  • Hayvan Sayısına Sınırlama: Büyükbaş hayvanlar özellikle metan gazı üretiminde başlıca kaynaklardan sayılıyor. Bu nedenle bazı ülkelerde (örneğin Hollanda), çiftlik başına inek/sığır sayısına sınırlama getiriliyor. Bu durum, hayvancılık yapan çiftçiler için ciddi üretim kısıtlamalarına yol açabiliyor.
  • Metan Azaltımı Zorunluluğu: Hayvan yemlerine metan azaltıcı katkı maddeleri katılması teşvik ediliyor veya zorunlu hale geliyor. Bu yemler maliyetli olabiliyor.
  • Gübre Yönetimi Zorunluluğu: Hayvansal atıkların (gübre) depolanma ve işlenme biçimi yeniden düzenleniyor. Açık alanda depolama yerine biyogaz tesisleri veya kapalı sistemler isteniyor.

Örneğin azot emisyonlarını %50 azaltma planı Hollanda’da binlerce çiftçiyi etkilemişti. Bazı çiftliklerin kapatılması veya hayvan sayılarını ciddi oranda azaltmaları istenmişti. Bu durum büyük protestolara neden oldu. Hükümet, çiftçilere araziyi bırakmaları karşılığında tazminat teklif etti. Peki Türkiye’nin emisyon değerleri gerekçesiyle üretimi yasaklaması karşılığında tazmin edebilme gücü var mı? Diğer önemli bir sorun çeşitli gerekçelerle üretimi sınırlandırmak bir nevi yasaklamak ne kadar akla uygun ve doğru?

Her alanda çok kapsamlı yasaklar, vergiler ve ek mali yükler getirecek. Bizim ekonomimiz bunu kaldırır mı? Tarım ve hayvancılık kesiminin büyük çoğunluğunu oluşturan dar gelirli çiftçi bunun altından kalkabilir mi? Ülkenin üretim gücüne “İklim Kanunu” açıkça tehdittir. Doğa, kendini sürekli yenileyen ve arındıran kusursuz bir sisteme sahiptir. Bu sistemi bozan yine insanın kendisidir. Çözüm ne derseniz? Eğitim, bilim ve teknolojiyi kullanarak toplumsal farkındalığı yükseltmek. Bu yasaklar çiftçimize ve hayvancılık işi ile uğraşan üreticilerimizin üretim gücüne ciddi darbe vuracaktır. İklim yasası gibi büyük dönüşümler, geçim derdi içindeki çiftçiyi hesaba katmadan uygulanamaz. Bu yasaklar ve maliyetlerin altından kalkamayız. Küresel sistemin bir yandan doğal üretime yasaklar ve sınırlamalar getirmesi, diğer taraftan yapay et ve diğer suni gıda üretiminin hız kazanması tesadüf eseri mi? Ne demişler, yalancı çoban koyunları telef eder.

Yazarın Diğer Yazıları