DOLAR
35,9809
EURO
37,1775
ALTIN
3.320,72
BIST
9.951,65
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Açık
14°C
Mersin
14°C
Açık
Cumartesi Parçalı Bulutlu
14°C
Pazar Az Bulutlu
14°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
14°C
Salı Hafif Yağmurlu
13°C

Nihat MUSTUL

YAZARIN KALEMİNDEN

AH KARDEŞİM!

A+
A-

Adın Ali, Ahmet, Osman, Mehmet…
Hiç fark etmez.
Çalışıyor ya da emeklisin, belki de işsiz…
Bu da fark etmez.
Bir gününü anlatmak istiyorum senin:
Yıllardır aynı tonda çalan bir müzikle uyanıyorsun her sabah. Gidip takvimin yaprağını yırtıyorsun ilk. Ama eski bir günü yırtmıyorsun. Günaydının yine on harfli, aynı ton, güneş yine aynı yerden doğmuş aynı yerden batacak. Hemen sigaraya sarılıp sigara kokularını kalınlaştırıyorsun. Arkasından televizyonu açıyorsun. Sanki bütün dünyan o. Kumanda sende değil onda. Kendi gücünü hiç düşünmüyorsun.
Kahvaltıdan sonra eve sığmıyorsun.
Usunda dün oynadığın okey oyunu var; hani iki sefer yıkmış üç sefer yıkılmıştın ya…
Oyun arkadaşların çoktan gelmişler gibi.
Soluğu kahvede alıyorsun.
Acıktığın bile aklına gelmiyor öğleyin.
Sigara, çay, gürültü, duman, yıkma, yıkılma… Birbirine karışıyor.
Yedi el oyun oynuyorsun, ikindi çoktan geçmiş.
Her günkü izlerine basa basa geri dönüyorsun.
Sanki çayla, sigarayla, oyunla doymuşsun, yeterli yemek yemiyorsun.
Televizyon dizilerine dalıp uyuyorsun.

Sanki bin gününü anlattım senin.

Bak canım kardeşim; hepimiz bu çarpık düzenin eseriyiz, bu düzende insana yeterince önem verilmiyor. Ama yaşamımızı düzenlemek büyük oranda da bizim elimizde. Çevrene bir bak, nice insan böyle bir ‘yaşam’ kafesinin içine girmemiş; yaşamı ev, kahvehane, oyun üçgeni içine hapsetmemiş.
Şimdi birisi şunları sorsa sana,
“Bir yıldır bir tek kitap okudun mu?”
“Oyunun dışında başka ne yapıyorsun?”
“Günlük yürüyüş yapıyor musun?”
“Yaşamak nedir?”
Ne diyeceksin canım kardeşim?
Ah kardeşim; bu düzenin yaratıcıları kendi yıldızlı yaşamları için sana böyle bir yaşam sundular!..
Ama sen de hiç direnmedin ki…
İstersen direnmeyi bir dene…
Örneğin sigaradan başla…
İki el oyna, iki günde bir oyna…
Oturup bir çiçekle konuş…
Kütüphaneye git…
Akşam yemeğini sen pişir…
Bir akrabanı, bir arkadaşını ziyaret et…
Yürüyüş yap…
Mahalleleri gez…

Canım kardeşim…
Kafesi kır be kardeşim!..

Yazarın Diğer Yazıları