Meryem UYSAL
Merhabalar efendim, ben Meryem UYSAL.
Mersin’in Mut ilçesinin Dağpazarı Köyü’nde 1962 yılında muhtemelen Mart ayında doğmuşum. Ailemin üçüncü ve en küçük çocuğuyum.
Babam Silifke kökenli bir Yörük kabilesi olarak bilinen Kerimbeyoğulları’ndan Sarı Ahmet’in yedi oğlundan baştan dördüncüsü olan Hacı Mehmet UYSAL, annem ise Dağpazarı Köyü’nün göçmenlerinden ve ilk eğitmenlerinden Mustafa Başaran’ın büyük kızı Saadet UYSAL’dır.
Mut halkı anne ve babamı uzun yıllar Kale Mahallesi’ndeki Eski Mezarlık’a yakın un değirmenini birlikte çalıştırdıkları için iyi tanırlar.
Ablam liseden, abim ve ben ise ortaokuldan sonra tahsil için Mut’tan ayrıldık.
Ablam Ayşe, Ankara’da Hacettepe Üniversitesi’nde Kimyagerlik okudu.
Abim Abdullah, Mersin Tevfik Sırrı Gür Lisesi’nde, ben ise Adana Kız Lisesi’nde parasız yatılı olarak eğitimimizi sürdürdük.
Ardından abim önce Trabzon’da Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde başladığı eğitimini Konya’da Selçuk Üniversitesi Mühendislik-
Mimarlık Fakültesi Makina Bölümü’nde tamamladı.
Hacı Mehmet UYSAL
Ben ise ablamın da o şehirde olması hasebiyle Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü’nden 1983 yılında mezun oldum. Yüksek Lisans ve Doktora çalışmalarım da aynı bölümde devam etti.
Bu arada 1984’te Konya Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü’ne Entomoloji Araştırma Görevlisi olarak atandım.
Daha sonra aynı fakültede açılan Bitki Koruma Bölümü’nden Entomoloji profesörü olarak 2016’da emekli oldum.
Emekli olmadan bir süre önce takriben 2010’lu yıllarda, şiir ve yazıya olan ilgime zaman ayırabilmeye başladım.
2015 yılında ilk şiir kitabım “Rengârenk Şiirler” yayınlandı. 2021’de ise ikinci şiir kitabım “Kalbimdeki Umut” ve bir gazetedeki köşe yazılarımın toplandığı daha çok bir anı ve vefa kitabı diyebileceğim “Hüseyni Makamında” adlı kitabım çıktı.
Saadet UYSAL
Rengârenk Şiirler ’in ilaveli ikinci baskısı ise 2022 yılında yayınlandı.
Ne yazık ki kültür-sanat çalışmalarının ilgimi bu denli çektiğini bir hayli geç anladım yine de bu arada gazetelerdeki köşe yazıları ile gerek sosyal medyada gerekse şiir sitelerinde yer alan çalışmalarım oldu.
Şu anda bu çalışmalara biraz ara vermiş durumdayım. Önümdeki iş, rahmetli Ahmet UYSAL amcamın hatıratının düzenlenip, yayınlanması ve inşallah kitaplaştırılması.
Kendisi 11 farklı yerinde kanser hastalığı varken erkenden kalkıp el yazısıyla bu hatıratı yazmıştı ve yayınlanması için bana vasiyet etmişti. Daha doğrusu “Amcalarınız veya siz yeğenlerimden birisi bunları derleyip, toplayıp yayınlasın” demişti.
Görünüşe göre bu iş bana kaldı. Bugünümüzü tümüyle ona borçlu olduğumuz sevgili amcamızın bu isteğini yerine getirmek elbette boynumuzun borcu.
İşin bir de diğer bir tarafı var. Hatıratta yazılanların pek çoğu en yakın kişilerce bile unutulmuş durumda. Şu an bu bilgileri anlatıp aktaracak neredeyse kimse yok. Sadece aile için değil tüm yöre halkı için şimdi bile bu bilgiler çok değerliyken bir de gelecekte ne olur diye bir düşünelim…
İlaveten amcam son derece renkli bir yaşama sahipti. Dağpazarı Köyü, Karaman, Konya, Almanya, Romanya ve Rusya’da geçen ömrüne tüm Avrupa ve Ortadoğu Ülkeleri ile Sudan ve Türkiye’nin tüm yörelerine yaptığı seyahatleri sığdırmış ve doğal olarak pek çok hayata dokunmuştur. Altı aylık bir zaman dilimi içinde sadece Beyrut’a 20 kez gitmiş olup, daha sonraları da süren bu maceralı gezileri hatıratta yer almaktadır.
Aşağıdaki sözleri anılarını yazmadaki amacını ortaya koyar gibidir:
“Hiç kimse geçmişini unutmasın. Bu yazdıklarıma kızıp gücenenler olacaktır ama kızsın kızmasın gerçekleri konuşmak lazımdır. İnsanlık menfaat dünyası olmamalı. Fedakârlık görmek isteyen hayatında fedakârlığa yer vermelidir.”
Amcamın hatıralarını bir şekle sokarken mümkün olduğu kadar üslubuna dokunmamaya çalıştım. Daha çok tarih sırasına ve konu bütünlüğüne dikkat ederek yazıları gruplandırdım.
Hatasız kul olmaz.
Hepimiz kendi hayatımızda erdemleri ne kadar çoğaltabilirsek o denli insan olabiliriz.
Tüm hatıratı okuyunca amcamın sahip olduğu erdemlerin değerini çok daha açık olarak gördüm.
Haksızlığa tahammülsüzlüğü, ihtiyacı olana himmeti, fedakârlığı, herkesin gelişmesini istemesi, akrabalarına ve sıla-ı rahime düşkünlüğü, her işte adaleti gözetmesi, çalışkanlığı, vatanına-milletine sevgisi vs.
Hatırat yaklaşık 70 bölüm kadar. Bunların paylaşımı bir hayli vakit alacak. Umuyorum ki Mutlu hemşerilerimiz bunları zevkle okuyacaklar. Herkesin bu hatıralarda kendinden az çok bir şeyler bulacağını tahmin ediyorum.
Ne kadar çok insan okursa hatırat o kadar hedefine ulaşmış olacak.
İlginizi bekliyorum efendim.
Amcamı çok seviyor ve çok özlüyorum. Ne zaman darda kalsak yanımızda onu bulduk.
Ruhu şad olsun.
Bu arada mübarek Kurban Bayramınızı kutluyorum.
Her şeyin gönlünüzce olması dileğiyle…
