Göksu Nehri, Toros Dağları’ndan doğarak Mut’u geçerek Silifke üzerinden Akdeniz’le buluşur. Sadece Mut’a değil geniş bir coğrafyaya hayat verir. Doğal güzellikleri, tarımsal sulamanın ana damarı ve ekosistem çeşitliliği ile dikkat çeken Göksu’muz, geçtiği yerlerin hem ekonomik hem de ekolojik dengesine katkı sağlar. Acil sularımıza sahip çıkmamız lazım. Nehirlerimiz ve derelerimiz kuruduğu için denizlere akamayıp mineral taşıyamadığı için canlımız ve balığımız kalmadı. Doğanın dengesini korumak kendi dengemizi korumaktır. Su yoksa Mut da yoktur. Acaba bir su politikamız var mı? Ya da en yaşamsal kaynak olarak Göksu’nun durumundan haberimiz var mı? Emin değilim.
Benim çocukluğumdan beri Göksu’dan çok sular aktı. Aklımda kalanlardan biri de güzelim sazan balıklarıdır. Her yaz en büyük keyfimiz Göksu’ya girip yüzmekti. Susadığımız zaman da nehre kafamızı gömüp kana kana suyundan içerdik. Çünkü o kadar temizdi. O kadar coşkulu ve gürül gürül akardı ki her noktasında yüzmeye korkardınız. Hatta dönek diye tabir edilen noktalarda yüzmek ne mümkün uzaktan korkuyla bakardık. Çok can da almıştır oraları. Göksu eski Göksu değil maalesef…
2021 yılında yapılan bir araştırmada Göksu ve Ermenek Çayı (Gevne Çayı)’nın üzerinde gerçekleşen karayolu, köprü, baraj ve HES yapımı gibi fiziki tahribatların akarsu ekosisteminin doğal yapısını bozduğu, akarsu yatağında kısmi kurumalar ve habitat parçalanmasına neden olduğu saptanmıştır. Bunun sonucunda, endemik Toros sirazı balık popülasyonun önemli ölçüde azaldığı, kırmızı benekli alabalık popülasyonunun ise ne yazık ki yok olduğu belirlenmiştir.
İnsan yerleşimlerinin artması, sanayileşme, tarımda aşırı su kullanımı ve kirlilik ırmağın su kalitesini bozmaktadır. Suyun kirlenmesi biyolojik çeşitliliği de tehdit ediyor. Yapılan saha çalışmaları ve su kalitesi izleme raporları, Göksu Irmağı’nın pH değerinin genellikle 7 ile 8 arasında olduğunu göstermektedir. Bu değer, suyun nötr ya da hafif alkali olduğunu ve ekosistem için genel olarak uygun olduğunu gösterir. Ancak kimyasal gübreler, endüstriyel atıklar, evsel atıklar ve hayvansal atıkların suya karışması ile özellikle yerel atık yönetimi eksiklikleri suyun pH seviyesini düşürmektedir. Bu nedenle, Göksu Irmağı’ndaki su kalitesinin izlenmesi ve düzenli pH ölçümlerinin yapılması önemlidir.
Göksu’yu ve derelerimizi tehdit eden kirlilik sorunları özetle şunlardır:
- Yerleşim Alanları: Irmak çevresindeki yerleşim alanları, kanalizasyon sistemleri yetersiz olduğunda ve hayvansal sulamadan kaynaklı olarak doğrudan nehre atık su bırakabilmektedir. Bu durum, mikroplar ve zararlı maddelerin suya karışmasına neden olur.
- Tarımsal Faaliyetler: Nehrin çevresindeki tarımsal arazilerde yoğun bir şekilde kullanılan kimyasal gübreler ve pestisitler yağmur sularıyla birlikte nehre karışarak su kalitesini düşürmekte ve biyoçeşitliliğe (canlılığa) zarar vermektedir.
- Fabrika Atıkları: Nehir boyunca yer alan sanayi tesisleri, atık su boşaltarak kirliliğe neden olmaktadır. Özellikle kimya, tekstil ve gıda sanayi gibi sektörlerden kaynaklanan atıklar, suyun kimyasal yapısını bozmakta ve ekosistemi tehdit etmektedir. Verilen cezaların da bazı bölgelerde caydırıcı olmadığı anlaşılmaktadır.
Göksu ve derelerimiz Mut için büyük bir doğal değere sahipken, yıllar içinde yaşanan tahribat bu değeri tehdit etmektedir. Bu anlamda hem yerel halkın bilinçlendirilmesi hem de çevresel koruma önlemlerinin artırılması ve ekosisteminin korunması gerekir. Akan su yosun tutmaz der atalarımız. Suyun doğal akışını koruyamazsak sorun düşündüğümüzden daha da büyük olur ve yosun tutar.