DOLAR
19,0510
EURO
20,5023
ALTIN
1.211,97
BIST
5.031,98
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Az Bulutlu
20°C
Mersin
20°C
Az Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
18°C
Salı Az Bulutlu
19°C
Çarşamba Az Bulutlu
12°C
Perşembe Az Bulutlu
15°C

Nihat MUSTUL

YAZARIN KALEMİNDEN

KÜÇÜCÜK YAŞAM KESİTLERİ / 41

A+
A-

Yazları Sertavul yaylasında oturur. Sakız köyünden olmasa da oralardan bir tarla alır, kayısı bahçesi yapar. Kayısılar üç yaşındadır. Karaman’da toprak çözümlemesi yaptıracaktır. Bir poşete bir iki avuç toprak koyarak yaylaya çıkar. Poşeti kapının önündeki boş plastik kasasının içine koyar.
Oğlu bir iş için Karaman’a gidecektir o sabah. Toprak poşetini götürüp odaya teslim etmesini söyler. O da alır gider ve odaya teslim eder poşeti. İki gün sonra çıkacaktır sonuç.
İki gün sonra doğru odaya varır bu.
“Bu toprak şaşırttı bizi.”
“Nasıl?”
“Birazına su karıştırmıştık sertleşti. İlk kez tanık oluyoruz buna. Hatta biz anlayamadık, profesöre sorduk. Üç yaşında fidan var diye de not düşülmüş içine. “Sertleşen bir toprakta nasıl fidan yetişir” diye profesör de şaşırdı. ”
“Bakabilir miyim bir?”
Bir bakar ki poşetteki kendi koyduğu toprak değil, çimento! Usuna us karışır. Geriye döner gelir yaylaya. Bir de ne görsün! Kendisinin toprak poşeti öyle duruyor. Meğer eşi, oralarda biraz çimento döküntüsü varmış, onları bir poşete katarak kasaya bırakıvermiş, oğlu da yanlışlıkla o poşeti götürmüş gitmiş! Böylece, herkesi şaşırtan olay aydınlığa kavuşmuş.
+++
Köyleri Mut’a yarım saat uzaklıktadır. Dört kardeştirler, kendisi iki yaşlarındadır. Geçimsizlik gerekçesiyle annesiyle babası ayrılır. Dört çocuk ortada kalır. İkisi evlatlık verilir, ikisi de Mersin Yetiştirme Yurduna gönderilir. Evlatlık verilenin birisi kendisidir, Yapıntı köyünün bir mahallesine.
Dokuz yaşlarındadır daha. Bunu görmek için bir kadın gelir köye, annesidir tabi. Ama “Çocuk soğur” diye gösterilmez. Sonradan öğrenir bunları tabi.
Lise birinci sınıftadır. Şeker Hoca (İbrahim Şeker) hem akrabasıdır hem öğretmenidir. Bir gün çeker bunu, “Anneni babanı biliyor musun sen?” der. İşte o zaman öğrenin gerçek anne ve babasını.
+++
“Adamın 600’den fazla kayısı ağacı var, fidan daha, budaması kolay…
4 bin liraya anlaştık, tanıdığım birisi, daha önce çok işinde çalıştım…
Öngördüğümüz süreden beş gün önce bitirdim budamayı, hızlı çalışırım ya…
“İş önce bitti” diye 500 liramı kesti bir, paramı bölük pörçük verdi iki, üç ay uzattı üç…
Ne diyeyim, böyle varsıl oluyor kimisi…”
+++
“Mut’ta zeytin toplarım, günlüğüm 250 lira…
Geçenlerde Antep’e gittim, oğlum var orada, öğretmen…
“Alma oğlum” dediysem de, “Babam gelmiş” diyerek bir kilo baklava aldı geldi.
500 lira vermiş!
Vayyyy!…
Baklavaya mı, emeğime mi?…”

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.