Çok yakın ve çok büyük dostları haziranda öldü ki, “Haziranda Ölmek Zor” dedi şair. Ölümün hepsi zor olsa da, ilkbaharda ölüm ölümlerin en zoru aslında. Babam ilkbaharda öldü, çok sevdiğim, çok yakın arkadaşım öğretmen Celal Yaşar ilkbaharda öldü…
Çünkü ilkbahar, doğanın uyanışıdır; bu uyanışın insanlarda yarattığı büyük coşkudur, umuttur, insan kanının kaynaması ve insanın evlere sığmamasıdır, özgürlüktür, sıcacık güneştir, insan yüreğinin göğüs kafesini en zorladığı günlerdir, Vivaldi’nin Mevsimler parçasının en coşkulu bölümüdür…
Böyle bir canlanışta neden ölümle girdim yazıya öyleyse!?
Yukarıdaki satırlarda bu da var aslında.
* * *
Ve ne zaman bir ilkbahar duysam, köyüme, kentime, yurduma ilkbahar gelse, dağlar bahçeler buram buram çiçek koksa, hapishanedekiler gelir aklıma. Ve de Ahmet Arif’in şu ünlü şiiri:
İçerde
Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğruna ölümlere gidip geldiğim,
Zulamdaki mahzun resim,
Haberin var mı?
Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,
Karanfil kokuyor cıgaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin…
* * *
Evet, doğa, biz şaşırmazsak hiç şaşmaz, ilkbaharını hep getirir.
Ya demokrasi ilkbaharımız?..
Çok emek ister daha. Ufukta bir şeyler ışıldayıp dursa da, gerçek mi değil mi, gelecek mi gelmeyecek mi, pek belli değil.
Demokrasi adına kaç adım atılırsa atılsın, hepsi iyi, hepsi iyi!..
Amaaa!.. Evet, büyük ve de zor bir amaaa var. Seçim yasası demokratikleştirilmezken, partiler yasası demokratikleştirilip parti içi diktatörlüğe dokunulmazken, çalışanların örgütlenmesi üzerindeki engellerin hepsi yerinde sayarken, hele hele bir başbakanın (Başbakan mı kaldı? demeyin), gazete patronlarına, ‘ herkes başbakan gibi düşünecek, farklı düşünen köşe yazarlarını gazetenden at’ türünden tokat atmaya kalkması yaşanırken, hangi demokrasiden, hangi özgürlükten bahsedilir bu ülkede!?
İlkbaharda uyanış var.
Evet, bugün Mart. Ama acıların acısı. Öyle bir acı ki, “demokrasi” demek zor, demokrasiyi bile durduracak kadar büyük, birinci…
Ama ille de demokrasi, demokrasiyle biter bütün bu acılar.
Ama yutturulan demokrasi ‘zincirli demokrasi’!…
Gerçek işsizlerin 6 milyona yaklaştığı ‘zincirli demokrasi’de sıkışan yüreğimi, dağların ve bahçelerin ilkbaharı dinlendiriyor şimdi…