DOLAR
36,6472
EURO
40,0276
ALTIN
3.531,72
BIST
10.879,85
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Çok Bulutlu
25°C
Mersin
25°C
Çok Bulutlu
Pazar Çok Bulutlu
21°C
Pazartesi Çok Bulutlu
20°C
Salı Yağmurlu
18°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
15°C

Etiket: Nihat Mustul

REKLAM ALANI
Bugünkü yazımızın konusu elbette ki geneliyle Mut, ama özellikle de Sertavul Yaylası.Evet, Sertavul Yaylası 15-20 yıla kadar güzel bir yaylaydı. Şimdi ise hızla güzelliğini ve doğasını tüketen, giderek beton yığınına dönüşen bir şehir. Bugünlerde nüfusu yaklaşık on beş bin, üç dört yıl sonra yirmi bin.Hepimiz biliyoruz ki Mut’ta sekiz ay,...
26.08.2020
Otuz yıl kadar önceydi, doğa başyapıtı Yerköprü yeni yeni ünlenmeye başlamıştı. Mut dışından nice insan Yerköprü’yü soruyordu bana. Ama kendim görmemiştim daha!..Bu, omzumda büyük bir Mut utancıydı. Bereket çabuk kurtuldum bu utançtan!Mut köylerini gezerken kimi köylüler soruyor:“Nerelisin Hocam?”“İbrahimli Köyündenim.”Sözler çoğalıyor:“Öyle mi!? Bir kez gördüm.”“Çukurbağ’la Çömelek arasında…”“Neredeymiş bu köy yahu, adını...
18.08.2020
“Üç gün önce parkta yürüyüş yapıyordum. Yürüyüşümü bitirmiştim ki yerde bir 10 lira! Cebime atamadım bir türlü, eve kadar avucumda getirdim. İki gün sonra da öbür paralarıma karıştı gitti… Ertesi günkü yürüyüşümde bir baktım ki, tabi yine parkta, su vanalarını koruma kutuları var ya, onlarının birisinin üzerinde bir 5 lira,...
12.08.2020
Kargayla kuzgun konusunda hiçbir araştırma yapmadım. Burada söyleyecek olduklarım tümüyle gördüklerime, gözlemlerime dayalı. İşte kargayla kuzgunun benzerlikleri ve farklılıkları: İlk başta adları birbirine çok yakın, müziksi bir tat; karga, kuzgun!.. İkisi de kara, ama kuzgun daha kara… Kuzgun karganın iki katı büyüklükte… İkisi de “gak gak” diye öter, zaman zaman...
28.07.2020
Bir arkadaş dedi ki, “Sen hep kendini yazıyorsun, bencillik bu!”Söylediklerinin doğruluğu ya da yanlışlığından değil, düşüncelerini söylediği için, öncelikle teşekkür ediyorum bu arkadaşa.Geliyorum şimdi söyleyeceklerime:Demek ki bu arkadaş beni yeterince okumamış, hele hele öykülerimi, öykü kitaplarımı, Dokuz Mutlu’yu hiç okumamış. Kanımca da okudukları, kendimden çok yazdığım yazılarımdır. Böyle olunca da...
21.07.2020
Ardıçlarla dolu güzelim bir dağ. Doğanın bu yöreye bulunmaz bir armağanı bu. Ama bu eşsiz yeşilliğin içinde bomboz, büyük mü büyük bir alan…Bir çakıl ocağı burası. Şehre çok yakın ve şehir yönünde…Adam bir çakıl yığmış ki girişe, şaşırmamak mümkün değil!.. Yüksek mi yüksek, dik mi dik. Dersiniz ki Ağrı dağının...
09.06.2020
Korona salgını yüzünden evlere kapandık ya; kitaptır, yazıdır, bulmacadır, türküdür, sosyal medyadır derken, bir arkadaşımın aynı marka iki pirinç paketindeki pirinçleri saydığını, birisinde 7759, birisinde 7789 pirinç çıktığını, bunu da paylaştığını gördüm. (!)Benim sabrım, gözüm ve gözlüğüm buna yetmez arkadaş; sabrım patlar, gözüm hortlar, gözlüğüm çatlar… (!!)Başka bir şey yapmalıyım...
25.03.2020
Yazarak böyle sordu bir arkadaşım…Bu konuda yediden yetmişe herkes, bir eksik bir fazla aynı şeyleri söylüyor zaten. Tutup aynı şeyleri benim de söylememe hiç gerek yok. Bu yüzden çok az söylenen ya da hiç söylenmeyen şeyleri söylemem daha doğru olur bence.Örneğin; oh bee, kahveler kapalı, gazinolar kapalı, sinemalar, tiyatrolar, toplantılar...
18.03.2020
*Bu yazı birkaç yıl önce yayımlanmıştı. Güncelliğini hiç yitirmemiş. Sizlerin hoşgörüsüne sığınarak yeniden yayımlanmasını istedim. İstanbul’da bir Mut Çıtlık sürdürümcüsü (abone) vardı, İstanbul’a varınca ne zaman yanına varsam, durmadan kendisinden konuşurdu; nerde ne kadar arsası var, nerde kaç tane dairesi var, oteli var… Bunları konuşurdu. Bir de, kendisine hiç dokunmaz,...
11.03.2020
Çok yakın ve çok büyük dostları haziranda öldü ki, “Haziranda Ölmek Zor” dedi şair. Ölümün hepsi zor olsa da, ilkbaharda ölüm ölümlerin en zoru aslında. Babam ilkbaharda öldü, çok sevdiğim, çok yakın arkadaşım öğretmen Celal Yaşar ilkbaharda öldü…Çünkü ilkbahar, doğanın uyanışıdır; bu uyanışın insanlarda yarattığı büyük coşkudur, umuttur, insan kanının...
05.03.2020
“İnsanın bir kulağı kepçe, bir kulağı gele geçe.” Ayşe Sarı / Gedik“Herkes bildiği işi yapsın canım! Bizde öyle. O oyun bilmez ben yürüyemem, o Mut Çıtlık doğa yürüyüşlerinde ben düğünde dernekte…” Hasibe Çetin Tiryaki“Bir sevgiliniz olmasına rağmen üşüyorsanız başkasını ısıtıyordur. Yani aldatıyordur.Ayrılın.” Nevruz Özcan”“Köy evinde peynir bitti mi elektrik kesilmiş...
19.02.2020
17 Ocak 2020…İki gündür öğle yemeğim, birer ‘memur tavuğu’, birer ayran…Zaman zaman ne güzel bir soluklanmak şu internetsizlik!.. İşte on günde okuduğum dört kitap: Gökkır’ın Bahar Dansı/Hasan Aydın, pervane/Şükrü Erbaş, idilikler/Haydar Ergülen, İnsan Ne İle Yaşar/Lev Tolstoy.Peki sakal bırakmak bir özgürlük mü?.. Elbette, hem de kesinlikle! Ama özgürlükten çok özgürsüzlükten...
13.02.2020
15 Ocak 2020…Çatıları ve balkon demirleri kargalı ve martılı, sokak ortaları, kaldırımları ve dükkân girişleri etkisizleştirilmiş köpekli, duvar dipleri kedi mamalı bir şehir, bu İstanbul…Toplu taşıma araçlarına bakıyorum, insanlar mutsuz; yorgun, yalnız, umutsuz, en yakın arkadaşları telefon, genç ve orta yaş erkeklerin çoğunluğu sakallı, hatta kimisinin saçı sakalına karışmış, tarak...
05.02.2020
Peyami Safa gazete değiştirir. Yeni işvereni sorar, “Ne istersin?” der. “Kısa olursa 10, uzun olursa 5 isterim” der o da. Kısalık konusunda Peyami Safa’ya uymaya çalışıyorum ben de…11 Ocak 2020… Bu yıl İstanbul’daki ilk günüm. Evin olduğu yer masal parçası. Dışarıya çıkacağım, duraktayım, gelen otobüse biniyorum… O da ne!?.. Elimde...
29.01.2020
Sözcük nedir, ne işe yarar, günde kaç sözcük kullanıyoruz, sözcük dağarcığımız yeterli mi, kullandığımız sözcükler Türkçe mi?..Hepsi ne keder önemli aslında…Sözcükler iletişimimizin temelidir, sözcüklerle var olur çoğalırız.Sözcükler de canlıdır; doğar, gelişir, yenilenir, unutulur, hatta ölür…Sözcük peşinde en çok koşanlar, onları gıdıklayanlar, onları coşturanlar kimlerdir biliyor musunuz? Şairlerdir.Sözcüksüz insan, sözcüksüz toplum,...
22.01.2020
Kadının sabah yürüyüşü yarım saat sürdü. Parktaki spor aygıtlarında da on beş dakika kadar çalıştı. Arkasından da birazcık yorulduğunu hissedip, soluklanmak için büfenin önündeki banka oturdu.Parkın önü ana caddeydi. Birer dakika aralıklarla iki araç gelip durdu. Az sonra bir de kamyonet.Gözünü yummuş, bütün bedenini sabahın ılık güneşine teslim etmişti.Beş dakika...
08.01.2020
“Bir taşla iki kuş vurmak” değil bunun adı, inanın ki değil, bin kere değil! Niyet kuş vurmak değilse de, “kuş vurmak” var bunun içinde çünkü. Bu yüzden de olsa olsa, “Erdemli’ deki düğüne giderken Silifke’deki düğüne de katılmak” olur bunun adı. Öyledir de zaten.Sandıklı; 20 Aralık 2019, nüfusu 33000, belediyenin...
31.12.2019
“Hani bir fıkra vardır, çoğumuz biliriz ya…Bir yabancı Türkçe öğrenmek için Türkiye’ye gelir, bir öğretmenden ders almaya başlar, üç dört ay sonra da ‘Öğrendim artık’ der ve yurduna dönmek için gara gelip tireni sorar, yetkili de elini bir iki kez döndürerek, ‘Ohooo, tiren çoktan gitti’ anlamında, birincisi uzun ikincisi kısa,...
04.12.2019